Tavukçuzade Niyazi Efendi (1840-1887)
FoRumTuRunCu :: Ödev Arşivi :: Edebiyat
1 sayfadaki 1 sayfası
Tavukçuzade Niyazi Efendi (1840-1887)
Modern manada kanat tasarlayarak dünyada uçan ilk insan olmasına rağmen sadece tarih meraklıları tarafından bilinen, sıradan ansiklopedilerde ise maalesef tüccar Tavukçuzade Niyazi Efendi olarak geçiştirilen, dünya havacılık sanayiinin gizli kalmış kurucusu. İstibdat dönemi İstanbulu’nun sayılı tavuk tüccarlarından olan Tavukçuzade Recai Bey’in ikisi kız, üçü erkek olan çocuklarının en küçüğüdür.
1840 yılının Nisan ayında bugünkü Beylerbeyi’nin Semazen Sokağı’nda dünyaya gelen Tavukçuzade Niyazi Efendi, aile mesleğinden dolayı çocukluğunu tavuk çiftliğinde geçirir. Ancak ağabeylerinden farklı olarak ticaretle pek ilgilenmez. 9 yaşında başladığı mahalle mektebini üstün zekası sayesinde sadece 3 senede bitirir. Mektepte özellikle fizik konusunda ortaya koyduğu yetenekleri hocaları tarafından keşfedilen Tavukçuzade Niyazi Efendi, sadece yüksek zekalı çocukların kabul edildiği Fransa’daki St. Tropez Araştırma Enstitüsü’nde (bkz. Dr. Üstün Sergüzeşt roportajı) eğitim fırsatı yakalar. Ailesinin tüm karşı çıkmalarına karşın Fransa’ya giden Tavukçuzade Niyazi Efendi, burada aldığı ileri seviyede fizik dersleri ile daha sonradan Türkiye’de yapacağı deneyler için çok önemli bilgi birikimi ve altyapı sağlar. 1860 yılında ailesinin yanına döndüğünde ailesi kendisinin işlerin başına geçmesini bekler. Fakat Tavukçuzade kararını vermiştir; çalışmalarına tüm hızıyla devam edecek ve Hezarfen’den sonra uçan ikinci insan olacak, bununla da yetinmeyerek bugünkü manada modern havacılığın temellerini atarak tarihe geçecektir.
Ailesini güçlükle ikna ederek araştırmalarına kaynak sağlayan Tavukçuzade Niyazi Efendi için tavuk çiftliği bulunmaz nimettir. İlk helikopter tasarımını yapan Leonardo Da Vinci hayranı da olan Tavukçuzade Niyazi Efendi, işe tavukların kanat sistemini detaylı biçimde inceleyerek başlar. Bugünkü Çamlıca Tepesi’nden yaptığı uçurma deneylerinde en uzun mesafeyi alan tavuk ancak 8 metre 34 santimetre uçar. Üst üste yaptığı deneyler başarısız olunca demoralize olan Tavukçuzade Niyazi Efendi’nin kaderini, alışveriş için Mısır Çarşısı’na giderken Yeni Cami’nin avlusunda gördüğü güvercinler değiştirir. Tavuk ve güvercin, ikisi de kanatlı hayvanlar olduğuna göre tavuklar uçamazken güvercinler nasıl uçmaktadır? Bu sorunun cevabını tam orada bulur: özgül ağırlık!
Havalanmak için kanadın vücut ağırlığına orantılı olarak geniş ve büyük olması gerektiğini keşfeden Tavukçuzade heyecanla Beylerbeyi’ne döner. Hesaplarına göre bir insanın kanat takarak havalanması için, ortalama özgül ağırlığıyla orantılı olarak yaklaşık 7 metre kanada sahip olması gerektiğini keşfeder. Hummalı bir çalışmadan sonra tarih 18 Mart 1865’i gösterirken Tavukçuzade artık uçmaya hazırdır. Tüm Beylerbeyi ahalisi, tarihe tanıklık etmek üzere o zaman Kanattepe olarak anılmaya başlanan Çamlıca Tepesi’ne akın etmiştir. Tavukçuzade kanatlarının tüm haşmetiyle zirveye çıkar. Herkes nefeslerini tutmuştur. Fakat koşarak kendini boşluğa bırakan Tavukçuzade, 10 metreden hızla yere çakılır.
Şans eseri yara almaz fakat deneyin başarısızlığı üzerine tüm ideallerini bir kenara bırakarak aile işi olan tavukçuluğa geri döner.1867 yılında babasını kaybeden Tavukçuzade, aile meclisinin kararıyla işlerin başına tek başına geçer. Bu sırada kendisini hayata bağlamak için çeşitli hobiler edinir. Bu hobilerin başında da Fransa’da okuduğu ve ilham aldığı fabllar gelir. Tavuklarla ilgili fabllar yazmaya başlayan Niyazi Efendi’nin hayatını gördüğü bir rüya değiştirir. Rüyasında kaslarını hareket ettirmek üzere durduğu yerde seri biçimde kanat çırpan sıradan bir tavuk görür. Uyandığında Kanattepe’deki başarısızlığının sebebini anlar; yeterince kanat çırpamamak!
Fakat 7 metrelik kanadın kas gücüyle çırpılamayacağını bildiğinden, kanat boyunun daha yoğun tavuk tüyü kullanmak suretiyle kısaltılması gerektiğini anlar.
Aradaki farkı daha seri bir şekilde kanat çırparak kapatacaktır. Hemen bunu sağlayacak bir düzenek üzerinde çalışmaya başlar. Tam 15 aylık yoğun bir çalışmanın ardından tamamen kendi icadı olan ve zamanın çok ilerisinde bir teknolojiye sahip çıkrıklı kanat makarasını geliştirir. Çıkrıklı kanat makarasının ana düzeneğini sırtına bağlayarak 40’ar santimetreye indirdiği 4 katlı kanatlara tutturacak, omuzlarından önüne sarkacak sağlı sollu iki adet urganı ise aşağı çekip hızla yukarı bırakacaktır. Merkezkaç etkisi ile kısa sürede yoyo özelliği gösterecek olan makara düzeneği ise seri kanat çırpmasını hayata geçirerek havalanmayı sağlayacaktır. Tavukçuzade Niyazi Efendi tüm hazırlıklarını tamamladıktan sonra 26 Haziran 1873’te bu sefer tek başına Kanattepe’ye (bugünkü Çamlıca Tepesi) çıkar. Ve kendini İstanbul Boğazı’na doğru bırakır. Tam 12 dakika gökyüzünde süzülerek Karaköy’e iner.
Orville Wright’ın 1903 yılında yaptığı uçuş denemesinden tam 1 asır önce uçmayı başaran ilk insan olarak tarihe geçen Tavukçuzade Niyazi Efendi’nin bu başarısı, maalesef imparatorluğun çalkantılı dönemlerine denk gelir. Tahta geçen Abdülhamit yönetiminin istibdat yönetiminden nasibini alan Tavukçuzade Ailesi’nin 1879’da tüm tavuk çiftlikleri kapatılır ve Tavukçuzade Niyazi Efendi, Sivriada’ya sürgüne gönderilir. Yüzerek adadan kaçan Tavukçuzade, Sarayburnu’ndan karaya çıkarken yakalanmışsa da daha sonradan affedilmiş fakat bilimsel faaliyetlerde bulunması yasaklanmıştır.
Rahatça çalışabileceği umuduyla İtalya’nın Osetya bölgesine giden Tavukçuzade, tam hazırlıklarına tekrar başlamak üzereyken kaderin garip cilvesi sonucu yediği tavuktan zehirlenerek 1887 yılının Eylül ayında genç denebilecek bir yaşta hayata gözlerini yummuştur. Rivayete göre zehirlendiği sırada evde didik didik yoğurt aramış ve fakat büyük bir kadersizlik eseri bir dirhem yoğurt bulamamıştır. Belki iyi gelir düşüncesiyle tel dolapta bulduğu sütü içmiş, fakat maalesef sütte yoğurt gibi fermantasyon özelliği bulunmadığından bir işe yaramamıştır. Rakipleri tarafından kasıtlı olarak zehirlendiği de rivayet olunur. Bugün kabri Osetya’da bulunmaktadır. Fabllarının yanı sıra tiyatro oyunları, şiirleri, besteleri ve el çizmesi tavuk karikatürleri de bulunmaktadır.
1840 yılının Nisan ayında bugünkü Beylerbeyi’nin Semazen Sokağı’nda dünyaya gelen Tavukçuzade Niyazi Efendi, aile mesleğinden dolayı çocukluğunu tavuk çiftliğinde geçirir. Ancak ağabeylerinden farklı olarak ticaretle pek ilgilenmez. 9 yaşında başladığı mahalle mektebini üstün zekası sayesinde sadece 3 senede bitirir. Mektepte özellikle fizik konusunda ortaya koyduğu yetenekleri hocaları tarafından keşfedilen Tavukçuzade Niyazi Efendi, sadece yüksek zekalı çocukların kabul edildiği Fransa’daki St. Tropez Araştırma Enstitüsü’nde (bkz. Dr. Üstün Sergüzeşt roportajı) eğitim fırsatı yakalar. Ailesinin tüm karşı çıkmalarına karşın Fransa’ya giden Tavukçuzade Niyazi Efendi, burada aldığı ileri seviyede fizik dersleri ile daha sonradan Türkiye’de yapacağı deneyler için çok önemli bilgi birikimi ve altyapı sağlar. 1860 yılında ailesinin yanına döndüğünde ailesi kendisinin işlerin başına geçmesini bekler. Fakat Tavukçuzade kararını vermiştir; çalışmalarına tüm hızıyla devam edecek ve Hezarfen’den sonra uçan ikinci insan olacak, bununla da yetinmeyerek bugünkü manada modern havacılığın temellerini atarak tarihe geçecektir.
Ailesini güçlükle ikna ederek araştırmalarına kaynak sağlayan Tavukçuzade Niyazi Efendi için tavuk çiftliği bulunmaz nimettir. İlk helikopter tasarımını yapan Leonardo Da Vinci hayranı da olan Tavukçuzade Niyazi Efendi, işe tavukların kanat sistemini detaylı biçimde inceleyerek başlar. Bugünkü Çamlıca Tepesi’nden yaptığı uçurma deneylerinde en uzun mesafeyi alan tavuk ancak 8 metre 34 santimetre uçar. Üst üste yaptığı deneyler başarısız olunca demoralize olan Tavukçuzade Niyazi Efendi’nin kaderini, alışveriş için Mısır Çarşısı’na giderken Yeni Cami’nin avlusunda gördüğü güvercinler değiştirir. Tavuk ve güvercin, ikisi de kanatlı hayvanlar olduğuna göre tavuklar uçamazken güvercinler nasıl uçmaktadır? Bu sorunun cevabını tam orada bulur: özgül ağırlık!
Havalanmak için kanadın vücut ağırlığına orantılı olarak geniş ve büyük olması gerektiğini keşfeden Tavukçuzade heyecanla Beylerbeyi’ne döner. Hesaplarına göre bir insanın kanat takarak havalanması için, ortalama özgül ağırlığıyla orantılı olarak yaklaşık 7 metre kanada sahip olması gerektiğini keşfeder. Hummalı bir çalışmadan sonra tarih 18 Mart 1865’i gösterirken Tavukçuzade artık uçmaya hazırdır. Tüm Beylerbeyi ahalisi, tarihe tanıklık etmek üzere o zaman Kanattepe olarak anılmaya başlanan Çamlıca Tepesi’ne akın etmiştir. Tavukçuzade kanatlarının tüm haşmetiyle zirveye çıkar. Herkes nefeslerini tutmuştur. Fakat koşarak kendini boşluğa bırakan Tavukçuzade, 10 metreden hızla yere çakılır.
Şans eseri yara almaz fakat deneyin başarısızlığı üzerine tüm ideallerini bir kenara bırakarak aile işi olan tavukçuluğa geri döner.1867 yılında babasını kaybeden Tavukçuzade, aile meclisinin kararıyla işlerin başına tek başına geçer. Bu sırada kendisini hayata bağlamak için çeşitli hobiler edinir. Bu hobilerin başında da Fransa’da okuduğu ve ilham aldığı fabllar gelir. Tavuklarla ilgili fabllar yazmaya başlayan Niyazi Efendi’nin hayatını gördüğü bir rüya değiştirir. Rüyasında kaslarını hareket ettirmek üzere durduğu yerde seri biçimde kanat çırpan sıradan bir tavuk görür. Uyandığında Kanattepe’deki başarısızlığının sebebini anlar; yeterince kanat çırpamamak!
Fakat 7 metrelik kanadın kas gücüyle çırpılamayacağını bildiğinden, kanat boyunun daha yoğun tavuk tüyü kullanmak suretiyle kısaltılması gerektiğini anlar.
Aradaki farkı daha seri bir şekilde kanat çırparak kapatacaktır. Hemen bunu sağlayacak bir düzenek üzerinde çalışmaya başlar. Tam 15 aylık yoğun bir çalışmanın ardından tamamen kendi icadı olan ve zamanın çok ilerisinde bir teknolojiye sahip çıkrıklı kanat makarasını geliştirir. Çıkrıklı kanat makarasının ana düzeneğini sırtına bağlayarak 40’ar santimetreye indirdiği 4 katlı kanatlara tutturacak, omuzlarından önüne sarkacak sağlı sollu iki adet urganı ise aşağı çekip hızla yukarı bırakacaktır. Merkezkaç etkisi ile kısa sürede yoyo özelliği gösterecek olan makara düzeneği ise seri kanat çırpmasını hayata geçirerek havalanmayı sağlayacaktır. Tavukçuzade Niyazi Efendi tüm hazırlıklarını tamamladıktan sonra 26 Haziran 1873’te bu sefer tek başına Kanattepe’ye (bugünkü Çamlıca Tepesi) çıkar. Ve kendini İstanbul Boğazı’na doğru bırakır. Tam 12 dakika gökyüzünde süzülerek Karaköy’e iner.
Orville Wright’ın 1903 yılında yaptığı uçuş denemesinden tam 1 asır önce uçmayı başaran ilk insan olarak tarihe geçen Tavukçuzade Niyazi Efendi’nin bu başarısı, maalesef imparatorluğun çalkantılı dönemlerine denk gelir. Tahta geçen Abdülhamit yönetiminin istibdat yönetiminden nasibini alan Tavukçuzade Ailesi’nin 1879’da tüm tavuk çiftlikleri kapatılır ve Tavukçuzade Niyazi Efendi, Sivriada’ya sürgüne gönderilir. Yüzerek adadan kaçan Tavukçuzade, Sarayburnu’ndan karaya çıkarken yakalanmışsa da daha sonradan affedilmiş fakat bilimsel faaliyetlerde bulunması yasaklanmıştır.
Rahatça çalışabileceği umuduyla İtalya’nın Osetya bölgesine giden Tavukçuzade, tam hazırlıklarına tekrar başlamak üzereyken kaderin garip cilvesi sonucu yediği tavuktan zehirlenerek 1887 yılının Eylül ayında genç denebilecek bir yaşta hayata gözlerini yummuştur. Rivayete göre zehirlendiği sırada evde didik didik yoğurt aramış ve fakat büyük bir kadersizlik eseri bir dirhem yoğurt bulamamıştır. Belki iyi gelir düşüncesiyle tel dolapta bulduğu sütü içmiş, fakat maalesef sütte yoğurt gibi fermantasyon özelliği bulunmadığından bir işe yaramamıştır. Rakipleri tarafından kasıtlı olarak zehirlendiği de rivayet olunur. Bugün kabri Osetya’da bulunmaktadır. Fabllarının yanı sıra tiyatro oyunları, şiirleri, besteleri ve el çizmesi tavuk karikatürleri de bulunmaktadır.
FoRumTuRunCu :: Ödev Arşivi :: Edebiyat
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz